İŞKENCELER GÖZLERİNİ KÖR ETTİ. DUA ETTİ ŞİFA BULDU. Zinnire(radıyallahu anhâ)

Gösterim: 5321

   Zinnire (radıyallahu anhâ),Rum asıllı olup Abduddaroğullarının âzâtlı kölesiydi. Resûlullah’ın insanları Hakk’a davetini duyunca,bu davete icabet edip Müslüman oldu. Müşriklerin iman eden kimselere yaptıkları işkenceleri görmesine rağmen, başına gelebilecek her şeyi göze alarak İslâm’ı kabul etti. Maddeten bir köle olmakla beraber, manen hürriyete kavuşmanın sevincini yaşıyordu.

     Zinnire’nin efendisi, Müslümanlara düşmanlık yapanların başında geliyordu. Onun Müslüman olduğunu öğrendiğinde deliye dönmüştü. Ve onu dininden döndürmek için her türlü çareye başvuracaktı. Tahammül edilmez işkencelere maruz bırakarak,Zinnire’yi putlara geri döndüreceğini sanıyordu. Hâlbuki, İslâm’ı bulduktan sonra bir mümin için tekrar batıla, karanlığa dönmenin bu işkencelerden daha büyük bir işkence olacağını nereden bilebilirdi ki?

    Zinnire’ye (radıyallahu anhâ) yaptığı bunca işkenceye rağmen, onun dininde sebat göstermesi karşısında onunla tek başına başa çıkamayacağını anlayınca, Ebû Cehil’i kendisine yardıma çağırdı.Artık yapılan işkenceye, bir de Ebû Cehil’in yaptıkları eklenmişti.Fakat, Zinnire’de sebattan başka bir şey görülmüyordu.Zinnire (radıyallahu anhâ), “İman hem nurdur hem kuvvettir. Kişi imanının kuvvetine göre, hadisatın tazyikatından kurtulabilir.” hakikatine güzel bir örnek olurken, Ebû Cehil ve diğer müşrikler ise, zayıf ve kimsesiz bir kadına çektirdikleri onca cefayla, “Küfür,insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder.”hükmünü doğruluyorlardı.

   Yapılan işkenceler karşısında gözleri kör olan Zinnire (radıyallahu anhâ), çok zayıf düşmüştü. Gözlerini kaybetmesi, Ebû Cehil’i ümitlendirmişti.“Onlara tapınmayı bıraktığın için tanrılarımız Lat ve Uzza senin gözlerini kör etti. Müslümanlıktan vazgeç de onlar gözlerini tekrar açsınlar.” diyerek Zinnire’yi dininden döndürmeye çalışmışlardı.

   Gözü gönlü iman nuruyla dopdolu olan Zinnire (radıyallahu anhâ) ise, taş ve ağaçtan yapılan, âciz olan, fayda ve zarar vermeye güçleri yetmeyen putların kendisine zarar verme noktasında hiçbir etkilerinin olmadığının bilincindeydi. Başına gelenlerin,kendisi için bir imtihan unsuru olduğuna inanıyordu. Ebû Cehil’e hitaben: “Hayır, vallahi hayır! Sizin tanrı diye ibadet ettiğiniz şeyler taş ve odun parçasından başka bir şey değildir. Bana fayda da zarar da veremezler. Bu, ancak Rabbimin işidir. Benim Rabbim, gözümü bana tekrar geri verme kudretine sahiptir.” diyerek, Ebû Cehil’işaşkına çevirdi.

  Nitekim; sabahın ilk ışıklarıyla beraber Zinnire’nin (radıyallahuanhâ) gözleri tekrar görmeye başladı. İşkenceye devam etmek için yanına gelen müşrikler, onun gözlerinin görmeye başladığını görünce çok şaşırdılar ve bazıları, neredeyse Müslüman olacaktı.Fakat, kendi içi gibi etrafını da küfür zulümatıyla doldurmak isteyen Ebû Cehil;

   “Muhammed’in izinden giden şu akılsızlara mı hayret ediyorsunuz?

 Eğer onun getirdiği şey gerçek olsaydı, ona uymakta biz bunları elbette geçerdik.

 Doğruyu bulmakta Zinnire mi bizi geçti?”

Diyerek yanındakileri inanmaktan vazgeçirdi.

“Bu da, Muhammed’in bir sihridir.” dediler.

 Bu hâdise üzerine, Ahkâf suresinin şu mealdeki 11. âyeti nazil oldu:“O kâfirler iman edenler hakkında şöyle dediler: ‘Eğer İslâmiyet’te bir hayır olsaydı, Müslüman olmak hususunda onlar bizi geçemezlerdi.’ Bununla muvaffak olamayınca da, ‘Bu eski bir yalandır.’ diyecekler.”Bu hâdise iman edenlerin imanlarını artırırken, kâfirlerin ise kalplerini küfür ile bir kez daha mühürlüyordu.

    Maruz kaldığı bütün sıkıntılara rağmen dininden taviz vermeyen Zinnire’yi (radıyallahu anhâ) Hz. Ebû Bekr, efendisinden satın alarak Allah rızası için âzât etti. (İnsan ve Topluma Ulaşma Yönüyle PEYGAMBER EFENDİMİZ Sh;83)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

YUKARI